Covid-19 Pandemisindeki 3.Dalga Endişeleri, ABD Tahvil Faizlerinin Önünü Kesebilecek mi?
Işık Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yusuf Kavak Yatırımcılar için Piyasaların nabzını kaleme aldı. Tahvil Getirileri, 3. Dalga Endişeleri piyasaya nasıl etki eder? Tüm detayl...
Işık Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yusuf Kavak Yatırımcılar için Piyasaların nabzını kaleme aldı. Tahvil Getirileri, 3. Dalga Endişeleri piyasaya nasıl etki eder? Tüm detaylar
Hatırlayacak olursak, Şubat ayında küresel çapta günlük Covid-19 vaka sayıları bir ara; 288 Bin, Covid-19 kaynaklı ölüm sayıları da; 7 Bin 300 seviyelerine kadar gerilemişti. Son zamanlarda ise; vaka ve ölüm sayılarının yeniden hızlı bir artış içerisine girmesi ile küresel ekonomide 3.Dalga endişeleri baş gösterdi. Öyle ki, geçtiğimiz hafta sonuna doğru günlük vaka sayıları; 640 Bin, ölüm sayıları; 11600 civarına kadar yükseldi ve Avrupa kıtası başta olmak üzere önemli ülkelerde yeninden kapanmalar gündeme geldi.
Birkaç hafta öncesinde; ABD başta olmak üzere küresel ekonominin hızlı toparlanacağına dair beklentilerin ön plana çıkması ile enflasyon artışı ve hızlı sıkılaşma endişelerinin de fiyatlandığı piyasalarda, 3.Dalga endişeleri sonrasında yeni soru işaretleri ortaya çıktı. Zira, mevcut durum; yeni bir felaketin habercisi mi, yoksa ABD’nin uzun vadeli tahvil faizlerindeki yükselişi frenlemeye yarayabilecek ve hazırlıksız yakalanan –başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere- ekonomilere nefes aldırabilecek bir kurtuluş yolu mu? Elbette, 3.Dalga’nın ortaya çıkması ve bu bağlamda; Avrupa başta olmak üzere birçok bölgedeki önemli ülkelerin yeniden sıkı karantina tedbirlerine yönelmeleri, ekonomileri olumsuz yönde etkileyecektir. Bu bağlamda, zorunlu sektörler haricindeki birçok sektörde görülebilecek talep daralması; enflasyon öngörülerini de zayıflatacaktır.
Her ne kadar ABD ekonomisi, tüm bu gelişmelere karşın 140 Milyon dozu bulan aşılama ile kapanmak yerine yavaş yavaş normalleşme adımları atıyor olsa da; ABD’nin ihracat yaptığı ülkelerde görülebilecek talep düşüşleri, dolaylı olarak ABD ekonomisini de olumuz yönde etkileyecektir. Bu da, İşsizlik üzerinden ABD tüketiminde yeni bir daralma endişelerini tetikleyerek; enflasyon ve erken sıkılaşma risklerini bir süreliğine rafa kaldırabilir. Tüm bu gelişmeler ışığında olaylara bakacak olursak; her ne kadar baz etkisi kaynaklı geçici bir enflasyon artışı kaçınılmaz olsa da, ABD’deki parasal sıkılaşma beklentilerinin azalması; 10 gün önce olduğu gibi şuan yine %1,75 seviyelerini aşan başta 10 yıllık tahvil faizleri olmak üzere ABD‘nin tahvil faizlerinde bir geri çekilmeyi beraberinde getirebilir. Bu bağlamda, bardağın dolu tarafında; piyasalar üzerinde bu kapsamda bazı olumlu fiyatlamalar olabilecekken, bardağın boş tarafında yer alan; ekonomilerin GSYİH büyüklüklerinin 3.Dalga’dan olumsuz yönde etkilenmesi muhtemel olduğu için yeni bir kırılganlık rüzgârı ile karşı karşıya kalınmasının söz konusu olabileceği gerçeği de unutulmamalı.
Bu durumda da, ABD tahvil faizleri; güvenli liman talebi ile de geri çekilme gösterecekken, buna karşın; kırılganlık içeren ülkelerin CDS primleri, tahvil faizleri ve kurları fazlaca baskı altına girebilir. Yine, Euro Bölgesi gibi majör ekonomilerde de baş gösterecek büyüme ve işsizlik sorunları ile birlikte Euro gibi alternatif para birimleri de USD karşısında değer kaybına maruz kalabilecektir. Kurların, geçişkenlik etkisiyle neden olabileceği enflasyonist baskının yanı sıra, küresel arz tarafında da; tarımsal ürünler başta olmak üzere Pandemi (ve bazı bölgelerde olası kuraklık) kaynaklı ortaya çıkabilecek sorunlar ve Çin’in bazı metal ve maden türlerinde stok yapmaya çalışması ile ortaya çıkan tedarik sıkıntıları ve nakliye (ki son olarak “Ever Given” konteyner gemisinin Süveyş Kanalı’nı günlerce tıkaması ile de yeniden gündeme oturdu) nakliye giderleri artışı endişeleri de düşünüldüğünde; talep azalışı beklentilerine rağmen enflasyon azalışları sınırlı kalabileceği gibi tam aksine enflasyonist baskı tekrardan ön plana çıkabilir.
Velhasıl, 3.Dalga endişeleri; kısa vadede tahvil faizlerini frenleyebilecek bir unsur olsa da, diğer tarafta; aşılama ve enflasyon üzerinde artışa neden olan diğer dışsal faktörlerin etkisiyle -bugün olduğu gibi- tahvil faizlerindeki yükselişlerin devamı söz konusu olabilir.
Işık Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yusuf Kavak