Rusya – Ukrayna savaşının Türkiye’ye etkileri
Rusya-Ukrayna savaşı Türkiye'yi nasıl etkiler? Ticari ilişkiler yönünden neler olabi...
Rusya-Ukrayna savaşı Türkiye'yi nasıl etkiler? Ticari ilişkiler yönünden neler olabilir?
Ümit Kılınç bugünkü köşe yazısında olası etkileri geniş kapsamlı olarak değerlendirdi:
Türkiye’nin iki ülkeyle ticari ilişkisini ihracattan başlayarak özet geçelim:
Türkiye, hem Rusya hem de Ukrayna ile güçlü ticari ilişkilere sahip. Öyle ki 2021 yılı verilerine bakıldığında Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında Rusya, 5 milyar 270 milyon dolar ile 10. sırada yer alıyor. Ukrayna ise 2 milyar 500 milyon dolar ile 20. sırada bulunuyor.
Türkiye, Rusya’ya en fazla yaş meyve ve sebze (yaklaşık 1 milyar dolar) ihraç ederken Ukrayna’ya ise kimyevi maddeler (355 milyon dolar) ihraç etti. Türkiye’nin NATO birlikteliğiyle taraf olacağı Ukrayna’ya en çok ihraç edilen ürünler arasında savunma sanayii ürünleri bulunuyor. Türkiye, 2021 yılında Ukrayna’ya yaklaşık 19 milyon dolar değerinde savunma sanayii ihracatı gerçekleştirdi. Bu artışın en büyük payıysa İHA ve SİHA ihracatındaydı.
İthalatta durum daha ciddi:
Türkiye’nin 2021 yılında en çok ithalat yaptığı ülkeler sıralamasına baktığımızda Rusya, yaklaşık 29 milyar dolarlık ithalat ile listenin en tepesinde yer alıyor. Ukrayna ise 4 milyar 500 milyon dolar ile bu listede 10. sırada bulunuyor.
Türkiye, geçtiğimiz yıl Rusya’nın 36 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatında %12’lik paya sahipti, yani Rusya’dan en fazla tarım ürünü ithal eden ülke Türkiye idi. Bu ihracatın değeri 4,4 milyar dolar iken Rusya, bu miktarı 2030 yılına kadar 5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Türkiye’nin tarım ithalatında son yıllarda öne çıkan kalemler ise özellikle buğday, arpa, darı, çavdar, mısır gibi ürünlerden oluşuyor.
Türkiye, özellikle buğday ithalatında Ukrayna ve Rusya’ya bağımlı durumda. Zira 2021 yılı boyunca Türkiye’nin ithal ettiği buğdayın %80’lik kısmı, Ukrayna ve Rusya’dan geldi.
Olası büyük çaplı bir savaştaysa bu ürünün ithal edilmesinin nerdeyse imkânsız hale gelmesinden korkuluyor.
Böyle bir durumda, piyasaya yalnızca korkunun hâkim olması halinde bile buğday fiyatlarında büyük bir artış yaşanması ne yazık ki olası görünüyor.
Enerji tarafına baktığımızda, özellikle doğalgazda yine bizi tatsız bir tablo karşılıyor. Rusya, kasım ayında açıklanan son verilere göre %32’lik pay ile Türkiye’nin en büyük doğalgaz sağlayıcısı konumunda bulunuyor. Listenin ikinci sırasında ABD yer alırken, onları İran, Azerbaycan, Mısır ve Cezayir izliyor…
Yalnızca bu etmenler göz önüne alındığında, özellikle AB ülkeleri tarafından Rusya’ya genel bir yaptırım uygulanması durumunda Türkiye’nin rolünün ne olacağı tartışılıyor.
Bazıları, Türkiye’nin bu kadar ekonomik bağlılık nedeniyle ambargo uygulayamayacağını belirtirken,
Bazıları ise Türkiye’nin AB’yle paralel ambargo uygulamaması durumunda AB’nin Türkiye’ye de yaptırım uygulayabileceğini dillendiriyor.
Krizin derinleşmesi durumunda doğal olarak halihazırda pahalı olan gaz fiyatlarının daha da artabileceği düşünülüyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Kasım 2021’de paylaştığı verilere göre Türkiye’nin elektrik üretimi, %32,37 oranında doğalgaz santrallerinden sağlanıyor.
Doğalgaz fiyatlarının artması durumunda elektrik üretiminin maliyeti de artacağından, ilk önce sanayilere yansıyacak şekilde elektrik fiyatları da artacaktır.
Yine son aylarda gördüğümüz şekilde bu fiyat artışı, sanayilerin ardından üretilen ürünlerin satış fiyatlarına ve ardından tüketicilerin faturalarına yansıyacaktır.
Petrol fiyatları (brent), "Rusya, Ukrayna’ya girdi" haberiyle birlikte 99 dolara kadar fırladı. Bu, son 7 yılın en yüksek seviyesi olurken küreselde olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir endişe yarattı.
Türkiye’de halihazırda kat kat artan ve artmaya devam eden akaryakıt fiyatlarının bu nedenle çok daha üst düzeylere çıkma ihtimali ne yazık ki kabak gibi ortada olan bir gerçek.
Bununla birlikte tıpkı geçtiğimiz aylarda gördüğümüz gibi akaryakıt fiyatlarındaki artış, beraberinde maliyet artışını ve en sonunda ürün fiyatlarındaki artışı da tetikleyebilir.
Türkiye’nin turizm sektörünün kalbi 'Rus turistlerle' atmaya devam ediyor. Türkiye’ye geçtiğimiz yıl en fazla gelen turist kafilesi, 4 milyon 656 bin turist ile Rus turistler idi. Bununla birlikte 2 milyon 55 bin turist ile Ukraynalı turistler de ikinci sırada yer alıyordu.
Dolayısıyla halihazırda pandemi nedeniyle azalan turist sayısı, yeni kriz ile birlikte bu yıl çok daha az olabilir ve Türkiye’nin turizm sektöründen elde ettiği gelir düşebilir.
Borsa ve kripto haberlerine ilk siz ulaşmak için sitemize abone olmayı ve bildirimleri aktife almayı unutmayınız. Twitterdan takip ederek ve Telegram grubumuza katılarak da piyasa haberlerine ilk siz ulaşabilirsiniz.
Öncü haberciliğin adresi Borsametre…