FETÖ'nün TSK'daki yapılanması 40 yıl önce başladı
İSTANBUL (AA) - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün TSK yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul İl Jandarma Komutanlığınca örgüt&...
İSTANBUL (AA) - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün TSK yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul İl Jandarma Komutanlığınca örgütün TSK içerisindeki yapılanmasının temellerinin tespitine ve ilk ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin rapor hazırlandı.
Örgütün askeriyedeki yapılanmasına ilişkin detaylı bilgiler ve 1977-1990 arasındaki idari ve adli soruşturmalarda yapılan işlemler ve alınan ifadelere yer verilen raporda, örgütün 40 yılı aşan süredir değişik bir strateji izleyerek Türkiye'nin devlet yapılanmasında ve sosyal yaşamında örgütlendiği anlatıldı.
Raporda FETÖ'nün, adeta paralel bir devlet yapılanması vücuda getirerek devlet bürokrasisi içerisinde etkin bir konuma geldiği, 2012'den itibaren devlet egemenliğini ele geçirmek için açıktan eylem ve faaliyetlerde bulunmaya başladığı vurgulandı.
Örgütün kamuoyunda 17-25 Aralık 2013 sürecinden önce ve sonra da açık bir şekilde devlet otoritesini ele geçirmek maksadıyla illegal yöntemlerle faaliyetlerine devam ettiği anlatılan raporda, nihayetinde de 15 Temmuz 2016'da özellikle TSK içerisinde oluşturduğu yapılanmaya güvenerek darbe teşebbüsünde bulunduğu kaydedildi.
20 bin 694 kişi tespit edildiRaporda, örgüt içi haberleşme amacıyla kullanılan sabit kontörlü hat-ankesör soruşturması kapsamında bu güne kadar 20 bin 694 kişinin tespit edildiği, bunlardan 7 bin 354'ünün etkin pişmanlık kapsamında itirafçı olduğu, 7 bin 433'ünün tutuklandığı, bin 593'nün firari olduğu aktarıldı.
Örgütün TSK'daki mahrem yapılanmasının temellerinin tespiti ile ne şekilde yapılandığının ortaya çıkarılması için soruşturma başlatıldığı anımsatılan raporda, ilgili komutanlıklar ve Milli Savunma Üniversitesi (askeri okullar) ile gerekli yazışmalar yapılarak, 1977-1990 arasında idari ve adli soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan, askeri okullardan ilişiği kesilen personel ve öğrencilerin belgelerinin istenildiği belirtildi.
515 kişi hakkında soruşturma yapıldıGelen evraklar üzerinde yapılan incelemede söz konusu yıllar içerisinde 515 kişi hakkında soruşturma yapıldığı belirtilerek, bunlara ilişkin belge ve bilgilere yer verildi.
Raporda, bu şahısların, özellikle askeri okullardan ilişiği kesilen veya öğrenime devam eden askeri öğrencilerin FETÖ/PDY örgütsel bağlantılarıyla, örgütün sözde TSK yapılanmasındaki işlevsel hareketleri ve 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü içerisindeki durumları sayısal ve mantıksal olarak ele alındığı kaydedildi.
Raporda, 1977-1990 yılları arasında dönemin askeri okul disiplin kurallarının kararları ile soruşturma geçiren askeri öğrencilerin ifadelerine de yer verildi.
Tespit ve değerlendirmelerHakkında o dönem soruşturma yapılan 515 kişiden 276'sının askeri okulla ilişkisinin kesildiği, 239'unun öğrenci olarak askeri okullarda öğrenimine devam ettiği anlatılan raporda, askeri okuldan atılanların 63'nün ise kamu kurumlarında önemli noktalara kadar yükseldiği belirtildi.
Raporda, hakkında adli ve idari bilgi-belge bulunan ancak okuldan atılmayıp subay olarak görev alan 239 kişiden, 22'si hakkında "15 Temmuz darbesine teşebbüs etmek", 58'si hakkında da "örgüte üye olmak" suçundan işlem yapıldığı, diğer 158 şahıs için ise henüz bir işlem gerçekleştirilmediği vurgulandı.
Örgüt, TSK'ya 1977 yıllarından itibaren üyelerini yerleştirdiİlişkisi kesilen 276 kişiden 9'u hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", 69'u hakkında ise "FETÖ'ye üye olmak" suçundan işlem yapıldığı, 199 kişi hakkında ise FETÖ terör örgütü kapsamında bir işlem yapılmadığı belirtilen raporda, şu değerlendirmeye yer verildi:
"Elde edilen bilgi-belge-ifadeler kapsamlı olarak değerlendirildiğinde, TSK'dan atılmayan 239 askeri öğrenci içerisinden mezun olan ve TSK içerisinde subay rütbesinde görev yapan 22 kişinin 'darbeye teşebbüs' ve 58 kişinin FETÖ/PDY üyeliğinden soruşturma görmüş olması, FETÖ silahlı terör örgütünün TSK içerisindeki kripto yapısını oluşturduklarını göstermektedir. Bu da örgütün TSK'ya 1977 yıllarından itibaren örgüt üyesi yerleştirdiklerini ve sözde TSK yapılanmasına bu yıllarda başlandığını kanıtlanmaktadır.
Bu dönemde TSK ile ilişiği kesilen kişilerin kurumsal alt yapıyı ve işleyişi bildiklerinden ötürü bu soruşturma sonrası TSK mahrem yapılanmasının kurulmasında aktif rol oynadıkları ve üst düzey görevler aldıkları değerlendirilmektedir."
Askeri öğrencilerRaporda, adli ve idari soruşturmalar kapsamında askeri okullarda ifadesi alınan 118 öğrenci ile hakkında delil bulunan 177 öğrencinin ilişiği kesildiği anımsatılarak, ancak haklarında açık ve net olarak adli ifadeler olmasına rağmen 119 öğrencinin ise askeri okuldan atılmadığı kaydedildi.
Bu öğrencilerin okuldan atılmamasının sebebi de raporda şöyle anlatıldı:
"Örgütün TSK içerisindeki 'Kripto' yapısını oluşturmak, örgütün talimatına uymayan öğrencileri okullardan attırabileceklerini gösterilerek atılmayan öğrencilere gözdağı vermek, atılan öğrencilerden kamu kurumlarına giren öğrencilere ise örgüt söylemi ile 'şefkat tokadı' atılmış olabileceği değerlendirilmektedir.
İlişkisi kesilen öğrencilerden 63 kişinin ise kamu kurumlarına girmiş olmalarının, başka bir misyon veya görevde bu kişileri kullanabilmek maksadıyla ellerinden tutulmuş olabileceği ve yalnız bırakılmadıkları değerlendirilmektedir. Bu kişilerden 3'nün 'darbe teşebbüsü', 11'nin ise 'FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan işlem görmüş olmaları, örgütle bağlarının kesilmemiş olduğunu somut olarak desteklemektedir."
Disiplin soruşturmalarıRaporda, 1980-1990 yıllarında yapılan disiplin soruşturmaları incelendiğinde, örgütün askeri okullardaki yapılanmasının hem okul öncesi hem de okul döneminde eleman temin etme şeklinde olduğu anlatıldı.
Yapılan soruşturmalarla birçok örgüt mensubunun deşifre olması üzerine bu yöntemden vazgeçilerek günümüze kadar kullanılan mahrem yapılanma yöntemine geçildiği belirtilen raporda, "Disiplin soruşturmaları neticesinde bir kısım ilişiği kesilen askeri öğrenci olan örgüt üyelerinin askeri yapıyı çok iyi bilmeleri sebebiyle mahrem yapının oluşturulması ve örgütsel faaliyetlerde sözde TSK mahrem yapılanmasında yönetici pozisyonunda aktif olarak rol aldıkları değerlendirilmektedir." ifadesine yer verildi.
Söz konusu rapor üzerine bugüne kadar hakkında adli işlem başlatılmayan şahıslar hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğü öğrenildi.
FETÖ'nün TSK içerisine örgüt üyelerini 1977'den itibaren yerleştirmeye başladığı ve sözde TSK yapılanmasını oluşturdukları anlatılan raporda, bu kişilerden bazılarının 15 Temmuz darbe teşebbüsüne katıldığı, diğer kişilerin ise üyelik faaliyetlerine gizlilik içinde devam ettikleri kaydedildi.
Raporda, şu değerlendirmede bulunuldu:
"1977 yılları ile yakın zaman kıyaslandığında, örgüte eleman temini, örgütsel aktivite ve faaliyetler, örgüt üyelerinin konaklama şekilleri, örgütün hiyerarşisi, örgütsel tabir ve jargon, itaat, cezalandırma, iletişimde gizlilik vb. taktik, yöntem ve uygulamaların tamamen benzer olduğu görülüyor. 1977 yılında sözde TSK yapılanması nasıl oluşturulmak istenmiş ise yakın zamanda da aynı şekilde planlanmış olması, bu örgütün taktik ve yöntemlerinin ne kadar etkili ve sistemli olduğu göstermektedir."
Raporda dikkat çeken isimler1980-1990 döneminde yapılan soruşturmaya rağmen askeri okuldan atılmayan ancak 15 Temmuz darbesine katılan veya FETÖ'ye üye olmaktan hakkında dava açılıp hapis cezasına çarptırılan bazı isimler şunlar:
"İstanbul'daki darbe faaliyetlerini yürüten eski Albay Ahmet Zeki Gerehan (firari ), darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki eylemleri yöneten eski Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanvekili Tuğamiral İrfan Arabacı, FETÖ'nün askeri yargı yapılanmasında yer alarak, 15 Temmuz darbecilerinin sözde sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirilen ve FETÖ'nün Kozmik Oda kumpası davasının sanığı eski Genelkurmay Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde sözde sıkıyönetim listesinde Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme Başkan Yardımcısı olarak yer alan, Hrant Dink cinayeti davasının sanığı aynı zamanda MİT tırları durdurulması davasında hapis cezasına çarptırılan eski tuğgeneral Hamza Celepoğlu."
Raporda, askeri öğrenciyken yapılan (1980-1990 yıllarında ) soruşturmada okuldan ilişiği kesilen ve hakkında 15 Temmuz darbe girişimi ile FETÖ'den dava açılan bazı dikkat çeken isimler de şunlar:
"Utku Tosun Kuleli, Başbakanlık Sektörel İzleme ve Değerlendirme biriminde görev aldı. Örgütte, "mahrem imam" olarak görev yaptı. Ahmet Kaya, eski HSYK üyesi olarak görev yaptı. Kaya örgüt üyeliğinden 12 yıl ceza aldı. Eski İstanbul milletvekili Muhammed Çetin, Kuleli Askeri okul öğrencisiyken atıldı. FETÖ elebaşının talimatıyla 17-25 Aralık sürecinde AK Parti'den istifa etti. Maltepe askeri okul öğrencisiyken atılan Cüneyt Yüksel, FETÖ soruşturması kapsamında arama yapılan Yüksel- Karkın-Küçük avukatlık bürosunun ortağı olup halen firari olarak aranıyor. Maltepe Askeri öğrencisiyken okuldan ilişiği kesilen Recep Tanış daha sonra kapatılan Kimse Yok mu Derneği başkanı olarak görev yapmıştı. Kuleli askeri okuldan öğrenci iken atılan Ercüment Güler de kapatılan Bank Asya'da genel müdür yardımcısı olarak görev yaptı."