FETÖ'nün kılcal damarlarına inen yol: Ankesör
KONYA (AA) - FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından prensip edindiği gizlilik ilkesi, gözaltına alınan bir mahrem askerin itiraflarıyla başlanan "ankesör" opera...
KONYA (AA) - FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından prensip edindiği gizlilik ilkesi, gözaltına alınan bir mahrem askerin itiraflarıyla başlanan "ankesör" operasyonlarıyla açığa çıkarıldı.
Hain darbe girişiminin ardından FETÖ mensubu kişileri yakalamak için düğmeye basan emniyet teşkilatı, bir yandan da darbe girişimini gerçekleştiren üst düzey kişilerin örgüt içerindeki konum ve mevkilerini araştırmaya başladı.
O dönemde, polis başmüfettişliğinden Tekirdağ'a emniyet müdürü olarak atanan ve şu an Konya Emniyet Müdürü olan Mustafa Aydın ve mesai arkadaşları, Iğdır'da gözaltına alınan bir "kripto askerin" anlattıklarıya örgütün ilk mahrem yapısını deşifre etti.
Tekirdağ merkezli yürütülen ve 15 kişinin gözaltına alınmasıyla başlayan ilk ankesör operasyonu, daha sonra 76 ile yayıldı. FETÖ'nün kılcal damarlarına inen yolu açan bu operasyonlar sayesinde, yaklaşık 20 bin FETÖ'cü kripto asker tespit edildi. Bunun yanı sıra binlerce mahrem imam da açığa çıktı.
Emniyet Müdürü Aydın, AA muhabirine, 17-25 Aralık sürecinde, FETÖ'nün emniyet içerisindeki elemanlarının deşifre edilmesi için polis başmüfettişi olarak görev yapığını söyledi.
Bu süre içerisinde, emniyet teşkilatına sızmış olan örgüt mensuplarının temizlenmesi için büyük bir çalışma başlattıklarını ifade eden Aydın, 14 Temmuz 2016'ya kadar da emniyetteki FETÖ'cülerin büyük kısmını tespit ettiklerini dile getirdi.
Aydın, darbe girişimimin ardından Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü görevine atandığını, hain darbe girişiminde büyük başarılara imza atan emniyet teşkilatının daha sonraki günlerde ise örgütle ilgili bilinmeyen konuları çözme gayretine giriştiğini anlattı.
Kripto askerin itirafları "gizliliği" deşifre ettiO dönemde, bir yandan örgütün gizli yapılanmasını deşifre etmeye çalışırken bir yandan da darbe teşebbüsünü gerçekleştiren FETÖ'cülerin, örgüt içerisindeki konumlarını anlamaya çalıştıklarını aktaran Aydın, "Cumhuriyet tarihinin en hain örgütünün, bu milletin göz bebeği Türk Silahlı Kuvvetlerindeki yapılanmasını çözmeye çalışırken, Iğdır'da bir 'kripto asker' gözaltına alındı. Bu FETÖ'cü askerin itiraflarıyla, örgütün askeri hücre yapılanması ilk olarak çözülmeye başlandı. İsmine 'ankesör yapılanması' dediğimiz çözülme de bu sayede başlamış oldu." ifadelerini kullandı.
Aydın, FETÖ'nün gizli haberleşme yapısının, en fazla 6 kişiden sorumlu bir "mahrem imam" tarafından, bulunduğu şehirdeki büfe, lokanta, bakkal veya benzinlikteki sabit hatlardan, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki üyelerinden yalnızca bir kişiyi arayarak yürüttüğü bir haberleşme olduğunu belirtti.
İlk "mahrem imama" da ankesör sayesinde ulaşıldıAydın örgütün bu gizli haberleşme tekniği üzerinde yaptıkları ayrıntılı çalışma neticesinde, ilginç bulgulara ulaştıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Örgütteki mahrem imamlardan birisinin, aynı sabit hattan iki askeri aradığını tespit ettik. Bu kişilerin iletişim kayıtlarını incelememizin ardından, 'mahrem imam' diye tabir edilen kişiye ilk olarak bu sayede ulaştık. FETÖ'nün 'kocaman' olarak hayal etiğimiz mahrem abisinin, 30'lu yaşlardaki bir öğretmen olduğunu gördük. Bu öğretmenden emir alan 5 veya 6 kripto askerin, verilen direktiflerle hareket ettiğini ve daha büyük gruplar oluşturulduğunu tespit ederek en mahrem sorumluya kadar ulaştık."
Ankesör operasyonlarıyla yaklaşık 20 bin FETÖ'cü asker deşifre edildiAydın, örgütün ankesör yapılanmasının çözümünün, örgütün askeri oluşumunun deşifre edilmesinde büyük rol oynadığını aktardı.
İlk olarak Tekirdağ merkezli yürütülmeye başlanan "ankesör" operasyonunun 76 ile yayıldığını hatırlatan Aydın, şöyle devam etti:
"Şu anda gelinen noktada, mahrem abileri tarafından sabit hatlardan aranan yaklaşık 20 bin FETÖ'cü kripto asker deşifre edilerek yakalanmıştır. Bu kişilerin yakalanan mahrem abilerini de sayarsak, sayı çok daha fazladır. Kripto yapılanmanın çözülmesini sağlayan en büyük etken 'ankesör yapılanması' dediğimiz çözümdür. Bu da geçtiğimiz aylarda Yargıtay tarafından, 'mahrem' yapılanmada göz önünde bulundurulan en büyük delil konumundadır."
Muhabir: Savaş Güler