CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: 83 milyon olarak yüreğimiz Azerbaycan'la

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin yeni yasama yılındaki ilk TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tam bir dert yumağına döndüğ&...

6 Ekim 2020 Salı 16:08

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin yeni yasama yılındaki ilk TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tam bir dert yumağına döndüğünü, vatandaşların; parlamentoda, sorunların çözümüne katkı vermek için bütün partilerin bir araya gelmesini ve sorunları çözmelerini istediklerini dile getirdi.

Vatandaşın sorunlarının çözümüne ilişkin hangi teklif gelirse gelsin ve hangi partiden gelirse gelsin CHP olarak açık imza vereceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sizin sorunlarınızı çözmek için eğer bir teklif getirmezlerse, CHP'li milletvekilleri her türlü kanun teklifini hazırlayacaklar, TBMM Genel Kuruluna indirecekler. Orada görüşülürken hangi kesimi ilgilendiriyorsa o kesimin kanaat önderlerine telefon edip, 'Bugün sizin bir sorununuzu çözmek üzere CHP'nin getirdiği kanun teklifi görüşülecek. Bakın bakalım hangi parti sizin lehinize, hangi parti sizin aleyhinize.' bunu söyleyeceğiz. Dolayısıyla sorunlar çok ama çözülmez değil. Bütün sorunlar çözülebilir. Bütün vatandaşlarıma, yeni yasama yılı başlarken CHP Grubu'ndan en içten sevgi, saygılarımızı ve muhabbetlerimiz gönderiyoruz. Bütün vatandaşlarımızı sevgiyle, saygıyla kucaklıyoruz."

"Onun haklılığını desteklemek durumundayız"

Kılıçdaroğlu, Azerbaycan topraklarının işgal altında olduğuna dikkati çekerek, "Azerbaycan toprakları uluslararası hukuka aykırı olarak işgal edildi. 30 yıldır bekliyor, işgal ne zaman sona erecek diye ama Ermenistan yönetimi hiç dinlemiyor, 'Hayır, biz işgal ettiğimiz topraklarda kalacağız.' diyor. Azerbaycan yönetimi de diyor ki 'Artık bizim işgale tahammülümüz kalmadı.' Ve şu anda bir çatışma var. Dolayısıyla bu çatışmada 83 milyon olarak yüreğimiz Azerbaycan ile. Onları seviyoruz, haksızlığa karşıyız." ifadelerini kullandı.

Uluslararası hukuka göre Azerbaycan'ın haklı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "O haklıysa, biz de onun haklılığını desteklemek durumundayız." dedi.

"Sorun tümüyle Ermenistan yönetiminden kaynaklanıyor"

Azerbaycan'a bürokrat olarak iki kez gittiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Azerbaycan, olağanüstü hızla gelişen, büyüyen bir ülke. Dostluklarımız, arkadaşlıklarımız var. Türkiye'de de yaşayan çok sayıda Azeri vatandaşımız var. Birliği ve bütünlüğü koruyarak, bir işgalin sona ermesini arzu ederek ve dileyerek bu olayın sonlanmasını istiyoruz. Sayın Aliyev zaten bu konuda gayet açık, net ve anlaşılır mesaj verdi. 'İşgal ettiğiniz topraklarımızdan çekilin ve özür dileyin dolayısıyla bu sorun bitmiş olsun.' Yine çok net ve açık bir açıklama yaptı. 'Bizim Ermenistan halkıyla bir sorunumuz yok, Ermeni yönetimiyle bir sorunumuz var.' Dolayısıyla sorun tümüyle yönetimden kaynaklanıyor. Bu arada sivillerin hedef alınması çok acı bir olay. Umarım uluslararası kuruluşlar bu konuda gerekli duyarlılığı gösterirler."

Kılıçdaroğlu, sorunların demokrasi içinde çözüleceğini, demokrasinin kendileri için vazgeçilmez olduğunu ve güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Demokrasilerde insanların düşüncelerini özgürce ifade edebildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, yazısından dolayı bir gazetecinin, düşüncesinden dolayı bir siyasetçinin hapse atılmasının doğru olmadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, bu tür uygulamaların Türkiye'de demokrasinin olmadığı yönündeki inancı uluslararası arenada kuvvetlendirdiğini öne sürerek, şöyle konuştu:

"Zaten demokrasi yok. Tek adam rejimi var. Bunu biz söylüyoruz zaten. Ama gönül ister ki hükümet desin ki 'Ne demek demokrasi yok. Bu ülkenin hapishanelerinde gazeteci mi var? Hayır yok.' Biz de diyecektik ki 'Kusura bakma yanlış söyledik'. Ama gazeteciler, STK yöneticileri, siyasetçiler, askeri öğrenciler var hapishanelerde. Dolayısıyla biz her koşulda demokrasiyi savunmak zorundayız.

Baroların kendi seçimlerini yapmasıyla ilgili yasak getirildi. Yasaya aykırı düzenlemeler yapılıyor. Bir akıl tutulması var. Hukukçuya, avukata yasaya aykırı işlem yapıyorsunuz ve 'ses çıkarma' diyorsunuz. Sonra da 'bizim ülkemizde demokrasi var' diye meydanlarda geziyorsunuz. Miting yapacaksınız, serbest ama barolar kendi kongrelerini yapacaklar, 'yasak efendim'. Kargaları bile güldürecek bir uygulama. Önümüzdeki süreçte sanıyorum barolar bu konuda ellerinden geleni yapacaklar."

"Kayyum atıyorsanız demokrasi yoktur"

Demokrasilerin bir özelliğinin de seçimle gelenin seçimle gitmesi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Halkın oyunu alan bir kişiyi, halkın iradesini bir tarafa atarak bulunduğu makamdan alıp yerine kayyum atıyorsanız o ülkede demokrasi yoktur." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "çifte standart" demokrasi ve adalet olmayacağını, bunların üzerine gidilmesi gerektiğini de belirtti.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kovid-19 pandemisinde sağlık çalışanlarının günün 24 saati, ailelerini görmeden çalıştıklarını ve insan hayatını kurtarmak için çaba gösterdiklerini söyledi.

Pandemi nedeniyle hemen her kesimden çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bu kişilere Allah'tan rahmet diledi.

Kılıçdaroğlu, ilahiyat konusunda sadece Türkiye'de değil tüm dünyada önemli isimlerden Prof. Dr. Hasan Onat'ın da Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, vefatının ardından arkadaşlarının Onat için hazırladıkları metni okudu.

Hz. Muhammed'in "Alimin ölümü, alemin ölümü gibidir." sözlerine işaret eden Kılıçdaroğlu, "güzel insan" olarak nitelendirdiği Onat'a Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Arkadaşlarının, Birleşik Esnaf Derneği Başkanı ile görüşerek esnafın sorunlarına ve çözüm taleplerine ilişkin bilgi aldıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, bu kişinin, "esnafın, pandemi sürecinde devletten hiçbir destek görmediğini, sunulan kredi kolaylığının da sadece esnafı borçlandırdığını", kira desteğine ihtiyaç duyduklarını söylediğini aktardı.

Kılıçdaroğlu, "Söylediklerinin tamamı doğrudur. Eksiği var, fazlası yok. Esnafla beraber, esnaf saydığımız ama dükkanı olmayan, pazarcılar, manavlar, 500 bin kağıt toplayıcısı, 30 bin simitçi, 10 bin çiçekçi, evlere veya iş yerlerine temizliğe giden 1 milyon kişi var. Bunlarla ilgili ne yapıldı? Ekonomik buhran yaşıyoruz, doğrudur. Yanlış politikalar Türkiye'yi bu noktaya getirdi." sözlerini sarf etti.