Vücudunda yağ oranı artanlara meme kanseri uyarısı

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, AA muhabirine, ekim ayının Meme Kanseri Farkındalık Ayı olduğunu anımsattı.

22 Ekim 2020 Perşembe 12:11

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, AA muhabirine, ekim ayının Meme Kanseri Farkındalık Ayı olduğunu anımsattı.

Kadınlarda en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğunu ve neredeyse her 8 kadından birinin bu hastalığa yakalandığını anlatan Coşkun, şunları belirtti:

"İleri yaşta kanser artıyor ama son dönemlerde özellikle genç yaşlarda da meme kanseri sıklığı arttı. Her kanser türünde olduğu gibi meme kanserinden de erken teşhisle hiç kemoterapi olmadan bile kurtulunabilir ama mutlaka erken teşhise yönelik çabalar olması ve 40 yaşından sonra her kadının kendi kendine meme muayenesi yapması lazım. Yine bu yaşlardan itibaren yıllık mamografi kontrollerine gitmesi lazım ve bu konuda her kadının mutlaka dikkatli olması gerekiyor."

"Alkol ve sigara meme kanseri için önemli bir risk faktörü"

Beslenme alışkanlığının, alkol ve sigara tüketiminin meme kanseri riskini artırdığına dikkati çeken Coşkun, şunları kaydetti:

"Vücuttaki yağ oranının artması, adeta meme kanserine davetiye çıkarıyor. Dolayısıyla şekerli beslenme, yağlı gıdaların fazla tüketilmesi direkt yağlanmayı artırarak meme kanserinde riski artırıyor. Hastalarımızın mümkün olduğunca bunlardan uzak kalması lazım. Daha çok kuru baklagiller, sebze ve meyveler, C vitamini yüksek gıdalar tüketilmesi lazım. Yine alkol ve sigara meme kanseri için önemli bir risk faktörü. Bunlardan uzak durulması çok önemli."

Coşkun, ailesel meme kanseri tabirinin çok önemli olduğunu, bazılarının genetik testlerde saptanabildiğini dile getirerek, bunları hastalar geldiğinde belirlediklerini ve genetik tarama istediklerini, genlerin pozitif gelmesi halinde tüm ailenin dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

"Artık meme kanseri için kronik bir hastalık diyebiliriz"

Diğer kanserlerde olduğu gibi özellikle meme kanserinde de hastalık yayılmış olsa da tedavi edilebildiğini aktaran Coşkun, şu bilgileri verdi:

"Hastaların kendi tümör dokusu üzerinde moleküler ve genetik açıdan inceleme yapıyoruz. Buradaki pozitifliklere göre, seçtiğimiz akıllı ve hedefli ilaçlar sayesinde çok iyi neticeler alabiliyoruz. Hormonal tedavilerini meme kanserinde sık kullanıyoruz. Direnç gelişmesini engelleyen ilaçlar vardı ve son dönemde ülkemizde de bunlar devreye ve geri ödeme kapsamına girdi. Bu sayede çok daha iyi neticeler almaktayız. Artık meme kanseri için kronik bir hastalık diyebiliriz. Yani yayılmış olsa dahi tedavilerle çok iyi neticeler almaktayız ve uzun süre hastalığı kontrol altında tutma imkanına sahibiz."