Yerli üreticiden ithalattaki ilave gümrük vergisine destek

ANKARA (AA) - Kapı tipi metal dedektörü ve satış otomatları konusunda geliştirdiği yerli ürünlerle yurt içinde ve dışında çok sayıda kullanıcının ihtiyaçlar...

21 Mayıs 2020 Perşembe 14:07

ANKARA (AA) - Kapı tipi metal dedektörü ve satış otomatları konusunda geliştirdiği yerli ürünlerle yurt içinde ve dışında çok sayıda kullanıcının ihtiyaçlarını karşılayan Elektral AŞ, salgın sürecinde ürünlerine yenilerini ekledi.

Elektral AŞ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Erdem Dinçsoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgın koşullarında gerekli önlemleri alarak çalışmaları yoğun şekilde sürdürdüklerini söyledi.

Bu süreçte ekonomi alanında, yerli ürünler üreten, ithalat baskısı altındaki firmaların desteklenmesine yönelik adımlardan memnuniyet duyduklarını vurgulayan Dinçsoy, "İthal birçok ürüne 30 Eylül'e kadar ek yüzde 30'a kadar vergi getirdi. Bu durum ihracat yaparak katma değer üreten bizim gibi firmalar açısından olumlu bir gelişme. Bu hamle ithalat baskısı altında ezilen ihracatçı firmaları korumaya yönelik. İthalat için getirilen ek vergiler ülke üretimine, ihracatına ve istihdamına büyük katkı sağlayacak." diye konuştu.

Dinçsoy, söz konusu uygulamaların Türkiye'nin ve yerli lehine olduğunu belirterek "Ek gümrük vergileriyle, yüksek teknolojili ürünler üretmek, bunları ihraç ederek ülkemize döviz getirmek ve katma değer yaratmak destekleniyor. Bu süreçte yerli üreticiler güçleniyorlar ve dünyaya Türk malını canhıraş biçimde satmaya çalışıyor. Kısacası 'dışarıdan almak basit' ama 'üretip dünyaya satmak zor olan'. Türkiye de bu zor yolu seçiyor. Bu hareket bize güç ve şevk veriyor." dedi.

Maskematik ailesi genişliyor

Salgın sürecindeki ihtiyaçlara cevap vermek için mart ayının ortalarında maskematik otomatını kullanıma sunduklarını ifade eden Dinçsoy, pilot olarak ilk çalışmayı İzmir'de metro duraklarında gerçekleştirdiklerini söyledi.

Dinçsoy, bu sayede yüz binlerce maskenin herhangi bir bulaş riski olmadan ücretsiz şekilde dağıtıldığını belirtti.

Otomata daha kolay ulaşılabilmesi için mobil maskematik uygulamasını da başlattıklarını anlatan Dinçsoy, geliştirdikleri cihazları İzmir Büyükşehir Belediyesine teslim ettiklerini kaydetti.

Dinçsoy, salgından sonra bu tam otomatik satış makinelerinin, kitap otomatı gibi farklı türlere çevrilebileceğini, hatta millet bahçeleri gibi sosyal alanlarda çeşitli ürün ve hizmetlerin ziyaretçilere sunulmasında kullanılabileceğini söyledi.

Salgınla değişen alışkanlıkların yeni gelişmelere kapı araladığına işaret eden Dinçsoy, "Bu dönemde insanlar birbirine sosyal mesafe koydu, teması azalttı, tüm bu durumlar da adeta 'otomat işletmeciliği' mesleğini işaret eder hale geldi. Hijyenik, ekonomik, hızlı, eleman ihtiyacı olmayan, temassız kredi kartlarıyla çalışan, sosyal mesafe kavramının olmadığı, 7/24 açık ve nakit parayla işleyen bu makinelerin, bu dönemle hayatımızın her alanında işlerlik kazanacağını öngörüyoruz." diye konuştu.

Dinçsoy, ayrıca salgınla mücadele kapsamında 800 farklı noktadan detaylı ölçüm yapan ve belirlenen sıcaklığın üzerinde alarm veren termal tarayıcılı dedektör ürettiklerini aktardı.

Yerli otomatlar milli elektrikli trende

Dinçsoy, Türkiye Vagon Sanayisi Anonim Şirketinin (TÜVASAŞ) ürettiği milli elektrikli trenlerde de yerli otomatların kullanılacağını bildirdi.

Trenlerde daha önce yabancı bir otomat çözümünün kullanılmasının planlandığını ifade eden Dinçsoy, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bize yetkililer 'yapılıp, yapılamayacağını' sordular, biz de 'Milli trende yer almak bizim için bir onurdur' dedik. Katkımız olmalıydı ve hiç düşünmeden bu projeye başladık ve kısa sürede profesyonelce projeyi sonuçlandırdık. İşi en iyi şekilde ve en kısa zamanda sonuca ulaştırdık, teslimini yaptık. Bu açıdan çok mutluyuz. Tamamen yerli otomatlar, milli elektrikli tren projesinde kullanıma giriyor. Umarım başka milli projelerde yine kendimizi gösterme fırsatını yakalarız.

Türk mühendisi ve işçisi imkan verildikten sonra dünya normlarında üretim yapabilir. Konularımız yüksek teknoloji, dünyadaki rekabette büyük avantaja sahibiz. Üretim konularımızın ülkemize katma değeri yüksek, biz sattıkça, refahımız artacak. Ülke olarak istedikten sonra, hak ettiğimiz yere mutlaka geleceğiz."